DOĞAL AFETLER, İKİNCİL TRAVMALAR VE ÇOCUKLAR:

Hiçbir zaman doğal afetler veya savaşlar hakkındaki bilgilere bugünkü kadar kolay ulaşılamamıştı. Akıllı telefonların yaygınlaşması, görsel-işitsel medyanın artık her yerde bulunmasını ve yaşanan olayların görüntülerinin her daim ulaşılmasını sağlıyor. Tüm haber görüntülerine istenilen her zaman ulaşılabiliniyor ve tekrar tekrar izlenilebiliyor.

Doğal afetler, savaş, terör saldırıları ve kazalar yetişkinler için günlük haberlerin normal içeriğinin bir parçası olan şeyler, çocukları derinden sarsabiliyor. Cesetlerin, harap olmuş arabaların veya harap olmuş evlerin, kurtarılanların ya da kurtulanların görüntüleri, çocuklar üzerlerinde üzücü, zorlayıcı veya rahatsız edici, hatta yıkıcı bir etki yaratabiliyor. Bir yandan kendi güvenlikleriyle ilgili korkuları tetikleyebildiği gibi, diğer yandan etkilenenlerle güçlü bir duygusal bağ hissedebiliyorlar. Sonuç olarak, gördüklerini yardım almadan zorlukla işleyebilirler.

Bununla birlikte, günümüzün medya ortamı, ekranlardan kaçınmalarını giderek zorlaştırıyor: er ya da geç, her çocuk yaşanılan bu sarsıcı durumlarla temas kuruyor. Gördükleri, duydukları, şahit oldukları ya da okulda bir arkadaşları ile sohbetleri bir şekilde teması sağlamış oluyor.

Belirtmek gerekir ki, çocuklar için gördükleri ya da izledikleri haberler birçok korkuyu tetikler durumdadır. Görüntüler, çocukların korku ve endişelerini büyük derecede tetikleyen bir mekanizmaya sahiptir.

İkincil travmalar, travmatik olayla bizzat yüzleşmediği halde meydana gelen aktarılmış bir travmadır. Yani bir bireyin travmatize olması için, direkt olarak olayları yaşaması gerekmemekte, başkalarının yaşadığı olaylar neticesinde de görerek, duyarak ya da izleyerek aynı duyguyu yaşaması yeterlidir.

Bu yüzden önemle belirtmek gerekir ki, çocuklarınızı yaşanılan bu zorlu günlerde olabildiğince ekrandan, haberlerden, konuşmalardan uzak tutun.

Ayrıca çocukların, ebeveynlerinin duygularından ve hareketlerinden çok hızlı etkilendiğini de unutmamak gerekli ki, olabildiğince sakin kalmanız bu yüzden çok önemlidir.

Çocuğun konuşma ihtiyaçlarını belirleyin:

Ebeveynler, çocukların sorduğu şeyler hakkında elbette konuşmalı ve doğru olanı, doğru ve zarar vermeden anlatmalı. Buna savaş, doğal afetler gibi hoş olmayan şeyler de dahil.

Tüm soruları muhakkak yaşına uygun şekilde yanıtlayın ve çocuğun sormadığı hiçbir şeyi yanıtlamayın.

Bu, ebeveynlerin kasıtlı olarak bir şey hakkında sessiz kalması gerektiği anlamına gelmez, ancak ebeveynler konuyla ilgili her şeyi bir ansiklopedi gibi anlatmamalı. Her zaman çocuğun bilgi düzeyine göre cevap vermenin gerekliliğini unutmayın.

Gördüğünü ya da izlediğini belirttiği olaylar hakkında açıkça konuşun, ancak panik yaymadan, olumsuz detaylardan kaçınarak ve olumsuz görsellerden sunmadan bunu yapmak çok önemlidir.

Gerçekçi kalın ve duygularınızı saklamayın ama aynı zamanda sakin kalmayı unutmayın.
Özellikle küçük çocuklar genellikle büyülü fikirlere sahip olurlar ve hayal güçlerinden bilmedikleri şeyleri eklerler. Bu nedenle ebeveynler objektif kalmalı ve korkularını çocuklara aktarmamalıdır.
Çocukların bu tür ruh halleri için çok hassas sensörleri vardır ve bu yüzden “Ben de bazen endişeleniyorum” cümlesi oldukça ortak bir duygunun göstergesi olacağı gibi, bu duyguları da normal kılacaktır.

Anlattıklarınız ve öğrettiklerinizle aynı zamanda “yaşam için bir başa çıkma stratejisi öğrettiğinizi de hatırlayarak” ilerlemeniz çok önemlidir.

Bir çocuğun ihtiyaç duyduğu bilgi miktarı çok bireyseldir. Bazıları her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmek ister, bazıları ise daha az bilgiye ihtiyaç duyar. Çocuğunuzu en iyi tanıyan kişiler olarak, ne kadar bilginin yeterli olacağına karar vererek, konuşmanızı başlatın.

Çocukların bir şekilde yaşanılan olaylardan haberdar olacağınından da emin olmak gerekir. Okulda, sokakta ya da herhangi bir yerde buna dair duyumları olacaktır ya da depremi soracaklardır.

Bu konuda bilinmesi gereken en önemli nokta, önce dikkatlice dinlemeli ve konuşmaya gerek olup olmadığına karar vermelisiniz. Çocuklara, onlar sormadan ebeveynlerin kendi algılarının yükünün yüklenmesi, ebeveynlerin ve çocukların korkularının karşılıklı olarak biriktiği geri bildirim süreçlerine neden olabilir. Anlatırken kısa, net olmalı ve çok uzun anlatımlardan kaçınılmalıdır.

Depreminde bir doğa olayı olduğunu ona örnekler vererek açıklayabilirsiniz. Nasıl zaman zaman gök gürlüyor, güçlü rüzgarlar çıkıyor ve şimşek çakıyorsa depreminde bunlar gibi doğal bir olay olduğunu ve bu tür durumlarda yapılması önemli bazı şeylerin olduğunu anlatmak, hatta oyunlaştırmak çok önemli olabilir.

Deprem hakkında temel bilgileri verdikten sonra yapılması önemli bazı durumları da birlikte yapabilir ve önemini açıklayabilirsiniz. Deprem çantası, toplanma alanları, deprem anında neler yapılması gerektiği gibi konulardan bahsedebilirsiniz.

Deprem çantanızı birlikte hazırlayabilir ve toplanma alanını tanıtabilirsiniz.

Yaşam üçgeni hakkında bilgi verebilir, çök-kapan-tutun pozisyonu evde deneyebilirsiniz.

Uzm. Pedagog Hemşin Adıgüzel